Bir ay önce büyük bir felaket yaşadık ülke olarak. Ve çoğumuz anladık ki dünya malı sadece Allah’ın emanetleri ama insanın etrafındaki herkesle yardımlaşması, başkaları için fedakârca zamanını harcaması, işte asıl mutluluk kaynağı bu. 🥰
Gerçekten 6 Şubat’taki deprem ve akabindeki olaylardan sonra, hayatımızı ne kadar önemsiz kaprislerle, adeta şımarıklıklarla bezediğimizi idrak ettik. Şimdi sahip olduğumu zannettiğim her şeye bir gün kaybedeceğimi bilerek bakıyorum. Allah istediği an hepsini benden alabilir. Buna sağlığım da dahil. Her şey Allah’ın bana emanetleri; şükremem ve hamdetmem için.
Ağrıyan yerlerim de olsa, felaket bölgesindeki vatandaşlarımızı düşünüyorum, çok şükür yürüyorum, çok şükür ağrısa da her uzuv ve organ çalışıyor diye şükrediyorum.
Evde bir şey mi eksik, bir şey mi bozuldu. “Çok şükür bir evin var, zamanla o eksik de tamamlanır, sıkıntılanma.” diyorum.
Ailemiz, çocuklarımız, akrabalarımız; onlarla 1 dakika sonra bile tekrar görüşebileceğimizin garantisi yok. Öyleyse herbiri ile güzel ilişkiler içinde olmalıyız, ertesi gün unutacağımız bir şey için birbirimizi kırmamalıyız. Her kırılan şeyin telafisi veya tamiri oluyor da kırılan kalbin olmuyor.
Ne demiş Yunus Emre⚘️:
Bir kez gönül yıktın ise,
Bu kıldığın namaz değil.
Yetmiş iki millet dahi,
Elin yüzün yumaz değil!
(72 milletin bir araya gelse bile bu kusuru telafi etmesinin, temizlemesinin mümkün olamayacağı anlatılıyor.)
🩷🩵💛💚🧡
Bir gönülü yaptın ise,
Er eteği tuttun ise,
Bir kez hayır ettin ise,
Bin de bir ise az değil.
🩷💚🩵💛🧡
Yol odur ki doğru vara
Göz odur ki Hakk’ı göre
Er odur, alçakta dura
Yüceden bakan göz değil.
🩷🩵💛💚🧡
Yunus Emre hem gönül yapmanın önemini vurgularken aynı zamanda Allah dostu bir erenin, kâmil mürşidin hayatımızdaki gerekliliğini de vurguluyor.
Biz bu dünyaya sadece eğlenmek, gezmek tozmak, nefsimizin istediği gibi yaşamak için gelmedik. Tüm olaylar bunun işaretlerini veriyor zaten. Yaşadığımız her olay, Allah’ın bizi yanlışlardan arındırmak ve Kendisine yaklaştırmak için ulaştırdığı ufak ışıklar.✨️
Biz insanlar Allah’ın dostu, sevdiği olmak ve dünya imtihanını geçebilmek için yaşıyoruz ki; bunun formülü tüm kutsal kitaplarda yazıyor. Ancak o kutsal kitapların yaşayan hali olan kâmil evliyadan insanların rehberliğinde Allah’ın emirlerini idrak edip yaşantımıza geçirebiliriz.
Çünkü Kur’ân- ı Kerim Arapça değil, Rabçadır. İçindeki her âyetin başka âyetle veya âyetlerle illiyet rabıtaları vardır ki Allah bunu peygamberlerine ve çok sevdiği daimi zikirdeki velîlerine öğretir, onlar da tüm Allah’ı talep edenlere öğretsin diye.
18 / KEHF – 17: Ve tereş şemse izâ taleat tezâveru an kehfihim zâtel yemîni ve izâ garabet takrıduhum zâteş şimâli ve hum fî fecvetin minh(minhu), zâlike min âyâtillâh(âyâtillâhi), men yehdillâhu fe huvel muhted(muhtedi), ve men yudlil fe len tecide lehu veliyyen murşidâ(murşiden).
Ve güneşin doğduğu zaman mağaralarının sağ tarafından geldiğini ve battığı zaman sol taraftan onların yanlarından geçtiğini görürsün. Ve onlar, onun (mağaranın) geniş sahası içinde bulunuyorlardı. İşte bu, Allah’ın âyetlerinden (mucizelerinden)dir. Allah, kimi Kendisine ulaştırırsa, işte o hidayete ermiştir. Ve kimi dalâlette bırakırsa (kim Allah’a ulaşmayı dilemezse) artık onun için velî mürşid (irşad eden evliya) bulunmaz.
21 / ENBİYÂ – 7: Ve mâ erselnâ kableke illâ ricâlen nûhî ileyhim fes’elû ehlez zikri in kuntum lâ ta’lemûn(ta’lemûne).
Ve senden önce, vahyettiğimiz rical (erkekler)den başkasını göndermedik. Eğer bilmiyorsanız, zikir ehline (daimî zikrin sahiplerine) sorun.
Bir de şu gerçek var ki; depremin bir takım insanlar tarafından tetiklendiği söyleniyor. Evet, tetiklenmiş olabilir ama Allah müsaade etmediği sürece yaprak yerinden oynayamaz. Allah onların kötü niyetlerine müsaade ediyorsa yine bizlere bir çok mesaj veriyor. Olayları kötü niyetli insanların üzerine atarak Allah’ın varlığını, kudretini unutmamalıyız. Her bir birey “Allah bana bu yaşadığımla ne anlatmaya çalışıyor?” diye düşünmeli 🙄 ve hatta Hacet namazı ile Allah’a sormalıdır.
Dünya imtihanlarını anlatan birkaç âyet ise şu şekilde:
2/BAKARA-155: Ve le nebluvennekum bi şey’in minel havfi vel cûi ve naksın minel emvâli vel enfusi ves semerât(semerâti), ve beşşiris sâbirîn(sâbirîne).
Ve sizi mutlaka korku ve açlıktan ve mal, can ve ürün eksikliğinden imtihan ederiz. Ve sabredenleri müjdele.
3/ÂLİ İMRÂN-186: Le tublevunne fî emvâlikum ve enfusikum ve le tesmeunne minellezîne ûtûl kitâbe min kablikum ve minellezîne eşrakû ezen kesîrâ(kesîran), ve in tasbirû ve tettekû fe inne zâlike min azmil umûr(umûri).
Mallarınız ve canlarınız hususunda siz mutlaka imtihan olunacaksınız. Sizden önce kitap verilenlerden ve şirk koşanlardan elbette birçok incitici (sözler) duyacaksınız. Eğer siz sabrederseniz ve takva sahibi olursanız ki bu muhakkak, işlerin “âzim” olanlarındandır.
Muhteşem bir dua ile vedalaşalım 😊
“Senin sevgini istiyorum Ya Rabbim, Seni sevenlerin sevgisini istiyorum, Senin sevgine vesile olacak ameli istiyorum.” 😌🤲
🌹🪻🌻🙏
Tüm hayatın kısa bir özeti gibi olmuş, çok hoşuma gitti. Müthiş!!🤍✨️
BeğenLiked by 1 kişi
Ellerine sağlık çok güzel olmuş.
BeğenLiked by 1 kişi
Bu bakış açısına hepimizin sahip olmasını diliyorum, çok güzel, teşekkürler..
BeğenLiked by 1 kişi